Her yıl eylül ayında, devlet ve hükümet başkanları New York’ta toplanarak küresel önceliklerini ortaya koyuyor. Geleneksel olarak Genel Sekreter’in açılış konuşması haftanın tonunu belirliyor.
Bu yıl, BM’nin 80'inci kuruluş yıldönümünde, Guterres, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ulusların BM’yi “insanlığın hayatta kalması için pratik bir strateji” olarak kurduklarını hatırlattı.
“Seksen yıl sonra, kurucularımızın karşılaştığı sorunlarla yeniden yüz yüzeyiz – ancak bu kez daha acil, daha karmaşık ve daha acımasız bir şekilde,” dedi.
Kuşatma altındaki dünya
BM Genel Sekreteri, şiddet, açlık ve iklim felaketiyle dolu bir tablo çizdi:
“Düşüncesizce yıkımın ve amansız insani acıların yaşandığı bir çağa girdik,” dedi. “Barış ve ilerlemenin sütunları; cezasızlık, eşitsizlik ve umursamazlık yükü altında sarsılıyor.”
Askeri işgallerden açlığın silah olarak kullanılmasına, dezenformasyonla gerçeğin susturulmasından bombalanan şehirlerden yükselen dumanlara, toplumsal dokuyu parçalayan öfkeden yok olan kıyı şeritlerine kadar bir dizi uyarıda bulundu.
BM’nin önemi
Bu tabloya rağmen Guterres, BM’nin vazgeçilmez olduğunu vurguladı:
Genel Sekreter “BM en iyi hâliyle sadece bir buluşma yeri değil; bir pusula, barış için bir güç… uluslararası hukukun koruyucusu ve kriz içindeki insanlar için bir can simididir" diye konuştu.
Guterres, bugünün çok kutuplu dünyasının dinamizm getirebileceğini ancak işbirliği olmadan istikrarsızlık riski taşıdığını belirtti. “Etkili çok taraflı kurumlar olmadan çok kutupluluk kaosu getirir — bunu Avrupa Birinci Dünya Savaşı’yla acı şekilde öğrendi,” ifadelerini kullandı.
Genel Sekreter “Hiçbir ülke pandemiyi tek başına durduramaz. Hiçbir ordu yükselen sıcaklıkları tek başına durduramaz. Hiçbir algoritma yitirilen güveni yeniden inşa edemez" dedi.
Beş kritik tercih
Genel Sekreter, hükümetlerin önünde duran “beş kritik tercihi” sıraladı:
Savaş yerine barış: Sudan’dan Ukrayna’ya, Gazze’ye kadar çatışmalar uluslararası hukukun yok sayılmasının bedelini gösteriyor. “BM Antlaşması isteğe bağlı değil, bizim temelimizdir.”
Onur ve haklar: İnsan hakları barışın temelidir. Guterres, sivil özgürlüklerin korunmasının kalkınma finansmanı ile desteklenmesi gerektiğini söyledi.
İklim adaleti: “Fosil yakıtlar kaybeden bir bahis,” diyerek yenilenebilir enerjiye yatırımın hızlanmasını, iklim taahhütlerinin güçlendirilmesini ve kırılgan ülkelere daha fazla finans sağlanmasını istedi.
İnsanlık için teknoloji: Yapay zekâ dahil teknolojilerin sorumlu biçimde yönetilmesi gerektiğini belirtti. “Hiçbir makine kimin yaşayıp öleceğine karar vermemeli."
Daha güçlü bir BM: Krizler artarken BM’nin uyum sağlaması gerektiğini vurguladı. “Barış inşasına yatırılan her 1 dolar için, savaşa 750 dolar harcanıyor” diyerek mevcut dengesizliği eleştirdi.
“Asla pes etmemeliyiz”
Konuşmasının sonunda Guterres kişisel bir anısını paylaştı: Otoriter bir rejimde büyüyen gençliğinde, korkunun sesleri susturduğunu, umudu ezdiğini hatırlattı. Portekiz’in demokrasiye geçişinde öğrendiği en önemli dersin, gerçek gücün halktan geldiği olduğunu söyledi.
Genel Sekreter, konuşmasını,“Seçeneklerin çok olduğu bir dünyada tek bir seçeneği asla seçmemeliyiz: Pes etmeyi. Asla pes etmemeliyiz. Bu size sözüm" diye bitirdi.